Otoyollarda güvenlik ihtiyacını karşılayacak, çarpma etkisine karşı aracı yol içinde tutmayı sağlayacak İSTON otoyol bordürü, İtalya’da yapılan uluslararası geçerliliğe sahip testi başarı ile geçti. İSTON imzalı H4B otoyol bordürünün dayanıklılığı ve yüksek güvenlik performansının TS EN 1317-2 standardındaki hizmet seviyesi tescillendi. Ürünün yerli kaynaklardan yapılması büyük bir maliyet avantajı sağlıyor.

İstanbul’un alt ve üstyapı gelişiminde önemli rol oynayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki İSTON, oluşturduğu AR-GE ekibi ile geliştirdikleri yeni teknolojileri ve ürünleri hayata geçirmeye devam ediyor. İSTON’nun kentteki sürücülerin güvenliği için geliştirdiği yeni projesi İSTON H4B otoyol bordürü oldu. İSTON tarafından geliştirilen bordür ile araçların kaza anında yolun karşı tarafına geçmesinin önüne geçilecek. H4B bariyerlerinin üretimine İSTON Tuzla tesislerinde başlandı.

TESTLERİ İTALYADA YAPILDI

Ürünün testleri, İtalya’nın Milano şehrinde bulunan ve Avrupa’nın önde gelen test kuruluşlarından Muayene ve Sertifikasyon Hizmetleri Kuruluşu CSI’ın teknoloji test merkezinde gerçekleşti. TS EN 1317 Çarpışma Test Standardına göre belirtilen 900 kg ağırlığındaki otomobil 100 km, 38 ton ağırlığındaki TIR ise saatte 65 km hız ile İSTON bariyere çarpmaya maruz bırakıldı. Elde edilen test sonuçlarına göre İSTON H4B, beton oto-korkuluğunun yapısal olarak yeterli olduğu ve araç çarpmalarına karşı güvenli olacağı ispatlandı.

KARAYOLLARI STARDARTLARI ÖN PLANDA TUTULDU

İSTON otoyol bordürü yüksekliği, uzunluğu, taban genişliği ve bağlantı geometrisi Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen standartlara uygun şekilde oluşturuldu. İSTON otoyol bordürünün en önemli özelliği, çarpma anında aracın savrularak karşı şeride geçmesini önlemesi. Bu şekilde kazalardaki can kaybının ve maddi zararların düşük seviyede kalmasına katkı sağlanması amaçlanıyor.

H4B bordürünün Türkiye’deki tüm otoyollarda kullanılabileceğinin altını çizen İSTON Kalite ve ARGE Müdürü Emre Örtemiz, ürünün faydalarını şu sözlerle anlattı:

“Yerel malzemelerden üretilmesi, tamir-bakım maliyetinin olmaması istenildiği zaman kolayca demonte edilerek farklı bir yerde de kullanılması ekonomik anlamda da büyük yarar sağlayacaktır.”